Kur'ân-ı Kerim » 71/NÛH-4
يَغْفِرْ لَكُم مِّن ذُنُوبِكُمْ وَيُؤَخِّرْكُمْ إِلَى أَجَلٍ مُّسَمًّى إِنَّ أَجَلَ اللَّهِ إِذَا جَاء لَا يُؤَخَّرُ لَوْ كُنتُمْ تَعْلَمُونَ
Yagfir lekum min zunûbikum ve yûahhırkum ilâ ecelin musemmâ(musemmen), inne ecelallâhi izâ câe lâ yuahhar(yûahharu), lev kuntum ta’lemûn(ta’lemûne).
71/NÛH-4: (Allah da) sizin günahlarınızı mağfiret etsin (günahlarınızı sevaba çevirsin) ve sizi belirlenmiş bir zamana kadar tehir etsin (ömür versin)! Muhakkak ki Allah’ın eceli (onun belirlediği an) gelince tehir edilmez. Keşke siz bilmiş olsaydınız. (İmam İskender Ali Mihr) | 71/NÛH-4: Günahlarınızdan size mağfiret buyursun ve sizi müsemma bir ecele kadar te'hîr eylesin, muhakkak ki Allahın takdir eylediği ecel gelince te'hîr olunmaz eğer bilse idiniz! (Elmalılı Hamdi Yazır) |
1. | yagfir | : mağfiret etsin, günahlarınızı sevaba çevirsin |
2. | lekum | : sizin için, sizin |
3. | min zunûbi-kum | : günahlarınızdan, günahlarınızı |
4. | ve yûahhir-kum | : ve sizi tehir etsin (ömür versin) |
5. | ilâ ecelin | : bir ecele kadar, bir zamana kadar |
6. | musemmen | : muayyen, belirli |
7. | inne | : muhakkak ki |
8. | ecele | : ecel, belirlenen an |
9. | allâhi | : Allah |
10. | izâ | : olduğu zaman |
11. | câe | : geldi |
12. | lâ yûahharu | : tehir edilmez, ertelenmez, uzatılmaz |
13. | lev | : şâyet, eğer, keşke ..... olsa |
14. | kuntum | : siz oldunuz |
15. | ta'lemûne | : siz biliyorsunuz |
İmam İskender Ali Mihr KKDO: %100,0 | (Allah da) sizin günahlarınızı mağfiret etsin (günahlarınızı sevaba çevirsin) ve sizi belirlenmiş bir zamana kadar tehir etsin (ömür versin)! Muhakkak ki Allah’ın eceli (onun belirlediği an) gelince tehir edilmez. Keşke siz bilmiş olsaydınız. |
Elmalılı Hamdi Yazır KKDO: %94,5 | Günahlarınızdan size mağfiret buyursun ve sizi müsemma bir ecele kadar te'hîr eylesin, muhakkak ki Allahın takdir eylediği ecel gelince te'hîr olunmaz eğer bilse idiniz! |
Tefhim-ul Kuran KKDO: %91,6 | «Ki günahlarınızı bağışlasın ve sizi adı konulmuş bir ecele kadar ertelesin. Elbette Allah'ın eceli geldiği zaman, o ertelenmez. Bir bilmiş olsaydınız. |
Ali Bulaç KKDO: %90,9 | "Ki günahlarınızı bağışlasın ve sizi adı konulmuş bir ecele kadar ertelesin. Elbette Allah'ın eceli geldiği zaman, o ertelenmez. Bir bilmiş olsaydınız." |
Ömer Nasuhi Bilmen KKDO: %89,9 | «Sizin için günahlarınızı bağışlasın ve sizi mukadder müddete kadar tehir etsin. Muhakkak ki, Allah'ın takdir ettiği vakit gelince sonraya bırakılamaz, eğer bilir kimseler oldu iseniz.» |
Ahmed Hulusi KKDO: %89,0 | "Ki, hatalarınızdan bazılarını mağfiret etsin ve sizi tayin edilmiş ömrünüzün sonuna kadar yaşatsın. Muhakkak ki Allâh'ın eceli (yaşam süresi sonu) geldiğinde ertelenmez! Eğer bilseydiniz!" |
Ali Fikri Yavuz KKDO: %88,8 | (Bu takdirde Allah) günahlarınızdan size bağışlar ve sizi muayyen bir vakte kadar (azab çektirmeksizin ölüm anına dek) geri bırakır. Şüphe yok ki, Allah’ın takdir ettiği ecel (ölüm) gelince geri bırakılmaz; eğer bilseydiniz, (iman eder de azabdan kurtulurdunuz.) |
Edip Yüksel KKDO: %87,6 | 'Ki günahlarınızı bağışlasın ve sizi belli bir süreye kadar ertelesin. Kuşkusuz, ALLAH'ın verdiği süre gelince ertelenmez; bir bilseydiniz. |
Diyanet İşleri KKDO: %79,1 | (3-4) “Allah’a ibadet edin. O’na karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin ki sizin günahlarınızı bağışlasın ve sizi belli bir vakte kadar ertelesin. Şüphesiz, Allah’ın belirlediği vakit gelince ertelenmez. Keşke bilseydiniz.” |
Yaşar Nuri Öztürk KKDO: %77,9 | Allah, günahlarınızı affetsin ve sizi belirli bir süreye kadar ertelesin. Çünkü Allah'ın eceli geldiğinde ertelenmez. Bir bilebilseydiniz!" |
Diyanet Vakfi KKDO: %76,8 | (2-4) Nuh şöyle dedi: Ey kavmim! Şüpheniz olmasın ki, ben sizi, «Allah'a kulluk edin; O'na karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin ki, Allah bir kısım günahlarınızı bağışlasın ve sizi belli bir vâdeye kadar tehir etsin (muahaze etmeden yaşatsın)» diyerek apaçık uyaran bir kimseyim. Bilinmeli ki Allah'ın tayin ettiği vâde gelince, artık o ertelenmez. Keşke bilseydiniz! |
Bekir Sadak KKDO: %70,6 | (3-4) «Allah'a kulluk edin; O'ndan sakinin ve bana itaat edin ki Allah gunahlarinizi size bagislasin ve sizi belli bir sureye kadar ertelesin; dogrusu Allah'in belirttigi sure gelince geri birakilamaz; keske bilseniz!» |
Fizilal-il Kuran KKDO: %70,4 | Ki Allah günahlarınızı size bağışlasın ve sizi belli bir süreye kadar ertelesin; doğrusu Allah'ın belirttiği süre gelince geri bırakılmaz; keşki bilseniz. |
Diyanet İşleri (eski) KKDO: %68,4 | (3-4) 'Allah'a kulluk edin; O'ndan sakının ve bana itaat edin ki Allah günahlarınızı size bağışlasın ve sizi belli bir süreye kadar ertelesin; doğrusu Allah'ın belirttiği süre gelince geri bırakılamaz; keşke bilseniz!' |
Abdulbaki Gölpınarlı KKDO: %67,0 | Suçlarınızı yarlıgasın ve sizi, muayyen bir vakte dek geciktirsin. Şüphe yok ki Allah'ın takdîr ettiği vakit geldi mi gecikmesine imkân yoktur eğer biliyorsanız. |
Celal Yıldırım KKDO: %66,9 | (3-4) Allah'a kulluk edin; O'ndan korkup (inkâr ve azgınlıktan) sakının ve bana itaat edin ki; Allah sizin günahlarınızı bağışlasın ve sizi belirlenmiş bir vakte kadar da geciktirsin. Şüphesiz ki Allah'ın belirlediği vakit gelince artık o geriye bırakılmaz. Bunu keşke bir bilseniz!.» |
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 |