Kur'ân-ı Kerim » 34/SEBE-32
قَالَ الَّذِينَ اسْتَكْبَرُوا لِلَّذِينَ اسْتُضْعِفُوا أَنَحْنُ صَدَدْنَاكُمْ عَنِ الْهُدَى بَعْدَ إِذْ جَاءكُم بَلْ كُنتُم مُّجْرِمِينَ
Kâlellezînestekberû lillezînestud’ifû e nahnu sadednâkum anil hudâ ba’de iz câekum bel kuntum mucrimîn(mucrimîne).
34/SEBE-32: Kibirlenenler, zaafa uğratılanlara: "Sizlere hidayet geldikten sonra, hidayetten sizleri biz mi engelledik? Hayır, siz (kendiniz) mücrimlerdiniz (suçlulardınız)." dedi(ler). (İmam İskender Ali Mihr) | 34/SEBE-32: Diğer taraftan büyüklük taslıyanlar o zebûn edilenlere şöyle demektedir: ya... Size hidayet geldikten sonra sizi ondan biz mi çevirdik, hayır siz kendiniz mücrimdiniz (Elmalılı Hamdi Yazır) |
1. | kâle | : dedi |
2. | ellezîne | : onlar |
3. | istekberû | : büyüklük tasladılar, kibirlendiler |
4. | li ellezîne | : onlara |
5. | istud'ifû | : zaafa uğratıldılar, hakir görüldüler |
6. | e | : mi |
7. | nahnu | : biz |
8. | sadednâ-kum | : biz sizi engelledik, mani olduk |
9. | an el hudâ | : hidayetten |
10. | ba'de | : sonra |
11. | iz câe-kum | : size geldiği zaman |
12. | bel | : hayır, bilâkis |
13. | kuntum | : siz oldunuz, idiniz |
14. | mucrimîne | : cürüm işleyenler, suçlular |
İmam İskender Ali Mihr KKDO: %100,0 | Kibirlenenler, zaafa uğratılanlara: "Sizlere hidayet geldikten sonra, hidayetten sizleri biz mi engelledik? Hayır, siz (kendiniz) mücrimlerdiniz (suçlulardınız)." dedi(ler). |
Elmalılı Hamdi Yazır KKDO: %94,5 | Diğer taraftan büyüklük taslıyanlar o zebûn edilenlere şöyle demektedir: ya... Size hidayet geldikten sonra sizi ondan biz mi çevirdik, hayır siz kendiniz mücrimdiniz |
Tefhim-ul Kuran KKDO: %91,6 | Büyüklük taslayanlar, za'fa uğratılan (müstaz'af)lara dediler ki: «Size hidayet geldikten sonra, sizi biz mi ondan alıkoyduk? Hayır, siz (zaten) suçlu günahkarlardınız.» |
Ali Bulaç KKDO: %90,9 | Büyüklük taslayanlar, za'fa uğratılan (müstaz'af)lara dediler ki: "Size hidayet geldikten sonra, sizi biz mi ondan alıkoyduk? Hayır, siz (zaten) suçlu, günahkarlardınız." |
Ömer Nasuhi Bilmen KKDO: %89,9 | Kendilerini büyük görmüş olanlar da zayıf sayılmış olanlara der ki: «Biz mi sizi hidâyetten alıkoyduk, size geldiği vakit? Hayır. Siz günahkârlar idiniz.» |
Ahmed Hulusi KKDO: %89,0 | Kibirli önderleri de, kendilerine tâbi olan zavallılara: "Size gelen hakikatten sizi biz mi alıkoyduk? Hayır, siz suçlusunuz!" |
Ali Fikri Yavuz KKDO: %88,8 | Büyüklük taslıyanlar, düşüklere (cevab olarak şöyle) derler: “- Size hidayet geldikten sonra, sizi ondan biz mi çevirdik? Hayır, siz kendiniz suçlu idiniz.” |
Edip Yüksel KKDO: %87,6 | Büyüklenenler, güçsüzleştirilen izleyicilerine, 'Size hidayet geldikten sonra biz mi sizi saptırdık? Hayır, suçlu olanlar sizdiniz,' derler. |
Diyanet İşleri KKDO: %79,1 | Büyüklük taslayanlar, zayıf ve güçsüz görülenlere, “Size hidayet geldikten sonra, biz mi sizi ondan alıkoyduk? Hayır, suçlu olanlar sizlerdiniz” derler. |
Yaşar Nuri Öztürk KKDO: %77,9 | Büyüklük taslayanları ise basit görülüp horlananlara şöyle derler: "Hidayet size geldikten sonra, sizi ondan biz mi geri çevirdik? Hayır, siz kendiniz günahkârlardınız!" |
Diyanet Vakfi KKDO: %76,8 | Büyüklük taslayanlar, zayıf sayılanlara (kıyamet gününde): Size hidayet geldikten sonra sizi ondan biz mi çevirdik? Bilakis siz suç işliyordunuz, derler. |
Bekir Sadak KKDO: %70,6 | Buyukluk taslayanlar, gucsuz sayilanlara: «Size dogruluk rehberi geldikten sonra ondan sizi biz mi alikoyduk? Hayir; zaten suclu kimselerdiniz» derler. |
Fizilal-il Kuran KKDO: %70,4 | Kendini beğenmiş elebaşları da güdülenlere derler ki; «Size doğru yola ilişkin mesaj geldikten sonra biz mi sizleri o yoldan alıkoyduk? Aslında siz kendiniz suça girdiniz» |
Diyanet İşleri (eski) KKDO: %68,4 | Büyüklük taslayanlar, Güçsüz sayılanlara: 'Size doğruluk rehberi geldikten sonra ondan sizi biz mi alıkoyduk? Hayır; zaten suçlu kimselerdiniz' derler. |
Abdulbaki Gölpınarlı KKDO: %67,0 | Ululuk satanlarsa aşağılık sanılanlara biz mi derler, sizi doğru yoldan çıkardık, o doğru yol, size bildirildikten sonra? Hayır, siz suçlusunuz. |
Celal Yıldırım KKDO: %66,9 | Büyüklük taslayanlar, âciz ve zayıf olanlara, «size doğru yolu gösteren geldikten sonra biz mi sizi alıkoyduk ? Hayır, siz esasen suçlu günahkârlar idiniz,» derler. |
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 |